HDP’nin Alevi bildirgesini yayınladık. İlk defa bir siyasi partinin Alevilerle ilgili söylemlerini ve sözlerini, Alevilerin taleplerini olduğu gibi seçim bildirgesine aldığını, dahası Alevilerle ilgili olarak ayrı bir şekilde bir bildirge kaleme aldığını görüyoruz.
HDP’nin Alevi bildirgesi bugüne kadar Alevi toplumunun sokaklarda, mahkemelerde verdiği mücadelelerin, ödediği bedellerle oluşturduğu talepleri içermektedir. Bu durum bir taraftan HDP’nin bir siyasi parti olarak meselelere yaklaşımını sergilerken diğer taraftan da Alevi örgütlü mücadelesinin verdiği mücadelelerinin siyasi sonucudur.
Bizim Alevi kurum yöneticisi olarak sürekli yaptığımız vurgu; Alevi kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin siyasi partilerde belirli ilkeler çerçevesinde yer alması, diğer taraftan da partilerde siyaset yapan Alevi inancına mensup adayların bulundukları partilerde Alevi hassasiyetini ve taleplerini kenara koymadan mücadele etmeleri gerektiği yönünde olmuştur.
Bundan önceki dönemlerde çokça Alevi kökenli arkadaşlarımız siyasi partilerde siyaset yaptılar ve milletvekili, bakan oldular. Ancak Aleviliğe bulunduğu partinin çerçevesinden bakmak, Alevilerin taleplerini bulundukları partilerin bakış açısıyla defanslamak zorunda kaldılar.
Tüm Alevi kurumlarını temsil ettiğimizi ve tüm Alevileri de temsil ettiğimizi hiçbir zaman iddia etmedik. Ancak Alevilerin hassasiyetleri üzerinden siyasi belirlemeler yaparak yola çıktık. Kendi kurumlarımızın temsilcisi olarak yola çıktık ve bizi kendi temsilcisi olarak görenlerin desteğiyle yol alıyoruz.
HDP’nin açıkladığı Alevi-Bektaşi seçim bildirgesi bizim nasıl bir yol izleyeceğimizi de toplumumuza sunması açısından önemlidir. Alevi toplumu Diyanet İşleri Başkanlığını, imam hatipleri kurduğunu beyan edip bununla övünen parti ve partiler ile HDP arasındaki farkı görecektir. Yıllardır bu halkın taleplerini kendi tek tipçi anlayışları ve hassasiyetleri üzerinden değerlendiren, yok sayan anlayışlara karşı Alevilerin taleplerini olduğu gibi kabul eden ve bunu Alevi adayları ile bir mücadele alanı olarak gören HDP vardır.
Bu bildirge Alevi toplumunun kazanımıdır. Bu bildirge sayesinde diğer partilerde siyaset yapan Alevi adayların partilerine karşı eli güçlenecektir. Bu bildirge sonrasında diğer partiler de Alevi politikalarını gözden geçirmek zorunda kalacaktır. Artık ‘biz’leri ‘Biz kimlik siyaseti yapmıyoruz’ diyerek uyutamayacaklar.
Şimdi ‘biz’lere düşen görev bu bildirgenin hayat bulması için mücadele etmek ve bu mücadeleyi HDP’nin ana seçim bildirgesinde yer alan tüm halkların, inançların talepleriyle buluşturmak, birleştirmek ve buradan da demokratik, özgürlükçü laikliği benimsemiş bir Türkiye’yi oluşturmak olacaktır.
Bu sadece Türkiye açısından değil aynı zamanda Alevi katliamlarının yaşandığı bölgemizdeki istikrarın ve barışın da güvencesi olacaktır. Bu vesile ile yaşanan katliamda yaşamını yitiren canları saygıyla anıyor ve katliamcı zihniyet ile bu zihniyete destek olanları, yaşanan bu insanlık dışı katliamı camilerin önünde kutlamak için lokum dağıtanları lanetle kınıyorum.
