HDK – HDP Konferansları
Geçtiğimiz hafta sonu 15-18 tarihleri arasında Ankara’da HDK ve HDP’nin konferansları vardı. Bu konferanslar bölgelerde yapılan konferansların sonucunda merkezi konferanslar olarak toplandı. Kadın Konferansı, HDK Konferansı ve iki gün süren HDP konferansı ile son buldu.
Konferansta Türkiye’nin her bölgesinden gelen delegeler görüşlerini aktardılar, bu konferanslara oluşan görüşler HDK ve HDP’nin politik geleceğini belirleyecek. Dört gün boyunca süren konferanslarda öne çıkan hususlar ise Türkiyelileşme projesinin hedef olarak sürdürülmesi ile birlikte özerk yönetimlerle güçlendirilecek demokratik cumhuriyetin inşası oldu.
Kürt bölgelerinden gelen delegeler içinde yaşadıkları durumun doğal sonucu olarak batı yakasına ve HDP’lilere sitem dolu konuşmalar yaptılar. Gezi parkındaki bir ağaç kadar değerimiz yok diyenler ile Gezi parkı direnişi Kürdistan coğrafyasında güçlü bir şekilde desteklenmediği için bugün yalnız kaldık diyene kadar farklı değerlendirmeler vardı.
Bunun yanı sıra fazlaca haksız bulduğum HDP yönetim kadrosunu ve Meclis grubunu ağır eleştirenler de oldu. Canların toprağa düştüğü yakıcılıkla eleştirisini yapanlar gerekli desteğin sağlanamadığı HDP grubunun yetersiz kaldığını söyledi.
Batı yakasından gelen delegeler ise; “Siz bari kendinizi savunup barikatların başına geçebiliyorsunuz biz yaşadığımız illerde, ilçelerde 10-15 kişiyle sokağa çıkabiliyoruz” dediler. Bu delegeler bütün risklere rağmen sokağa çıkan bu 10-15 kişinin ve yakınlarının yaşamlarının nasıl daraltıldığını, il ve ilçelerini terk etmeye varacak kadar maruz kaldıkları tehdit ve saldırılara dikkat çektiler.
Koşulların bütün yakıcılığına rağmen tüm delegasyon HDK ve HDP çatısı altında mücadeleyi birleştirmekten başka çare olmadığını kararlılıkla dile getirdiler.
Konferanslarda baskı, tecrit ve imhaya tabi tutulan Kürt halkına yönelik Alevi örgütleri tarafından başlatılan açlık grevlerinin önemi üzerine vurgu yapılıp Alevi kurumları konferans katılımcıları tarafından selamlandı.
“Bu suça ortak olmayacağız “ diyen akademisyenler konferans katılımcıları tarafından dakikalarca alkışlandılar.
Konferansa damgasını vuranlar ise kadınlar, gençler ve LGBT aktivistleri oldu. Kadınlar erkek egemen yönetim anlayışına karşı yeni hedef ve projelerini açıkladılar. HDP’nin bir kadın partisi olduğuna vurgu yapan kadınlar mücadelelerini direnişlerde yitirdiğimiz kadınlara adadılar.
Gençlerin konferanslara damgasını vuran sözleri ise; “Biz sizin oğlunuz, kızınız, kardeşiniz, evladınız, yeğeniniz değil yoldaşınızız” söylemleri oldu. Gençliğin daha etkin olabilmesi için önümüzdeki dönem hedeflerini açıkladılar.
LGBTİ aktivistleri ise görünürlüklerini arttırabilmek için hemen hemen her önergeye, karar tasarısına, sonuç bildirgesinin her satırına cinsiyet vurgusunun yapıldığı her satıra LGBTİ yazdırtmak için her bir koldan konferansı adeta ablukaya aldılar.
Konferans bolca tekrara düşen konuşmaların ve bileşenlerin temsilcilerin günün yarısını işgal eden konuşmalarının yarattığı baş ağrıları haricinde oldukça verimliydi.
Şimdi bu konferans sonuçlarına göre 23 ve 24 Ocak’ta HDK ve HDP yönetimleri yeniden şekillenecek ve faşizme, tek adam diktatörlüğüne, inkara, imhaya ve asimilasyona karşı Kürt illerinde “direne direne, batıda ise birleşe birleşe” mücadele verilerek kazanılacak.
Aşk ile…