English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Yavuz Selim’le Katliam Köprüsü Yaratıyorlar
Yayınlanma Tarihi: Pazar, 16 Haziran 2013
Yavuz Selim’le Katliam Köprüsü Yaratıyorlar
Yazar: Turan ESER

Köprüye “YSS” ismi verilerek, Alevilere “aba altından sopa göstermek” istenmiştir. Bu Mahmut Esat Bozkurt kafasıyla üretilen mesaj türüdür. Alevileri düşman görme yaklaşımıdır.

 

Kıldan köprü yaratmışsın 

Gelsin kulum geçsün deyü 

Hele biz söyle duralım 

Yiğit isen geç e tanrı

(Kaygusuz Abdal)

Yavuz Sultan Selim (YSS) ismini köprüye verenler, demokrasi kültürünün yeşermediği topraklarda, toplumsal hassasiyetleri kaşıyarak alıyorlar bu kararlarını. Katillerin isimleri demokratik ülkelerde kamusal alanlarda kullanılmaz. Sadece mahkeme tutanaklarında vardır. Tarih kitaplarında layık olduğu şekilde anılır. Türkiye’de ise, mahkeme tutanakları yerine kamusal alana yazılır isimleri. Almanya’da Hitler ismi caddelere, Parklara ve köprülere verilmez. Ama Türkiye gibi otoriter rejimler ülkesinde bu mümkün. Mesele sadece “bir isim koymak” değildir. Kamusal alanda kullanılan her isim, ideolojik amaç düşünülerek ve toplumsal uyarı mesajı içerecek şekilde seçilir.

Tıpkı, daha önce Rum Patrikhanesinin önündeki caddeye, Sadrazam Ali Paşa isminin verilmesi gibi. Çünkü Fener Patriği Grigoryos’u, 22 Nisan 1821 yılında  bu cadde üzerinde asan Osmanlı sadrazamı Ali Paşadır! Sadrazam Ali Paşa Rum vatandaşlar için, patriklerini asan ve ismi unutulmaz bir cellâttır! Sadrazam Ali Paşa isminin caddeye verilmesinin mesajı da nettir; “Dikkat edin, sonunuz patriğinizin akıbetine benzer”

İktidarın problemli zihniyet yapısı, nefret ve kin üzerine kuruludur. Devlet aklı bu yönlü çalışmayı ihmal etmedi. Bu nedenle Alevilerin her gün “Yavuz Sultan Selim” ismiyle karşılaması ya da Rumların ve Patrikhane ziyaretçilerinin her gün “Sadrazam Ali Paşa” ismiyle karşılaşmasında verilen mesaj “geçmişte sizleri kestik, astık, istersek bugün de asar ve keseriz” yaklaşımıdır. Osmanlının utanç dolu tarihine sadakatle bağlı, zihniyetin günümüz bakiyeleri, bilerek ve kasıtlı olarak, Alevilerin yaşadığı acı dolu tarihleri, katliamlarla dolmuş hafızasındaki, soğuk anları canlandırmak ve yaşatmak için işkence yapmayı ve tarihsel hatırlatmalarla mesaj göndermeyi de ihmal etmemektedir. Bu nedenle, köprüye “YSS” ismi verilerek, Alevilere “aba altından sopa göstermek” istenmiştir. Bu Mahmut Esat Bozkurt kafasıyla üretilen mesaj türüdür. Alevileri düşman görme yaklaşımıdır. 

Neden Bugün Yavuz’a Sarılır Muktedir?

Ortadoğu’da Sünnilik ve Şiilik üzerinden çıkarılan savaş ortamıyla, yüz binlerce insanın ölümüne, ülkelerinin parçalanmasına ve sömürüye açık hale getirilmesine onay verenlerin ve göz yumanların varlığı biliniyor. Egemenler kendi iktidar bencilliklerini korumak için, her türlü ahlaksızlığı ve işlenmiş günahları, “huzur ve demokrasi” götürmek adına yaptıkları yalanlarıyla toplumu kandırmaktan geri adım atmıyorlar.

Türkiye’de Sünnileri Alevilere karşı düşmanlaştırmaya yönelik çabaların, Ortadoğu ve Suriye’deki gelişmelerle paralellik arz etmesi, tehlikeli bir siyasi oyunun parçasıdır. Bugüne kadar Türkiye’de Aleviler ile Sünniler arasındaki ortak yaşam alanları ve ilişkileri bozmak için her türlü oyun denenmiştir. Katliamlar gerçekleştirilmiştir. Siviller kullanılmıştır. Buna rağmen, Alevilerle Sünniler arasında bir düşmanlık yaratılamamıştır. Devlet ve iktidar bencilleri çoğunluk inancı üzerinden, bu gerilimi ve düşmanlığı üretmekten vazgeçmemiştir.  

Son dönemlerde Alevileri, şiddet ortamına çekmek için, birçok kez Alevileri kışkırtmaya yönelik girişimlerde bulunulmuştur. Ama Alevi toplumunun sağduyusu ve farklı kimliklerle bir arada, eşit koşullarda ve barış içinde yaşamı savunma düşüncesinin sonucu olarak, şiddetten arındırılmış demokratik mücadele zemininden kopmasına neden olamamıştır.

Öyleyse, tamda bölgemizde ve ülkemizde mezhep çatışmaları ölüm ve parçalanma üretirken,  3. Köprüye YSS adı verilemek suretiyle, AKP iktidarı tarafından Alevileri hedef alan bu provokasyon ve Alevi nefretini kalıcılaştırmaya çalışmak oldukça manidardır. 

Yavuz Katliamı İle Yüzleşecek Yüz Aranıyor

Başbakan diyor ki; “Kendi tarihiyle, tarihinin karanlık noktalarıyla yüzleşemeyenler, yüzleşme cesaretini gösteremeyenler bir gelecek inşa edemez.” Çok doğru söz! Ama aynı Başbakan, yeni Osmanlı’yı, eski Osmanlıdan beslenerek inşa etmeye çalışıyor. Demokrasiyi karanlık ve katliamcı tarihiyle yüzleşerek inşa etmekten kaçıyor. YSS bu karanlık tarihin adı ve sembollerinden biridir.  Evet yüzleşmek, samimiyet ve cesaret ister! Bunlar ise AKP^nin eksiğidir. 40 bin Alevi ve Türkmen’in başları, Yavuz zulmünün zalim kılıcıyla düşürüldüğü bu topraklarda, zalimin ismini köprülere, sokaklara, okullara ve hastanelere vererek yaşatmak yerine, Alevilerin mazlum öyküleriyle ve katliamın soğuk iklimindeki dondurulmuş mağduriyetleriyle yüzleşme cesareti gösterilmelidir. 

Herkes Kendine Yakışanı Yapıyor

AKP’ye kızmanın faydası yok, herkes kendine yakışanı yapıyor. Biz kendimize yakışanı yapmadığımız için. AKP kendisine yakışanı yapabiliyor!  Ona güç verenler, önce kendine yakışanı yapıp yapmadıklarını sorgulamalıdırlar. AKP’ye değil, ona karşı sessizliğe ve muhalefetsizliğe kızmak gerek! AKP’yi “demokratik değişimin öncüsü” gören ve “yetmez ama evet” ile sunulan desteklere kızmalı. Sol gösterip sağ kararlıkla siyaset yapanların, kabaran mezhepçi duygularına kızmalı. Çapsızlığını ve “yetmez”liğini sorgulamadan “ama”sıyla “evet’leyerek, AKP kapısından medet uman ve kullar haline dönüşen tutumlar sorgulanmalı. Otoriterliğin gölgesinde “özgürlük” arayanlara kızmalı!

Evet; AKP iktidarı, kendisine yakışanı yapıyor. Ecdatlarının yolunda olduklarını açıkça ifade ediyorlar. Emevi zihniyetinden besleniyorlar. Baba, kardeş, yeğen ve 40 Alevi-Türkmenin katili Yavuz’u onure ediyorlar.  “Kızılbaşların katli vaciptir” diyen Şeyhülislam efendileri Müftü El Hamza ve Ebu Suud’la gurur duyuyorlar, Alevilerin “ısırgan otu gibi yolunup atılmasını” savunan Necip Fazıl Kısakürek’ten ilham alıyorlar. Madımak katliamındaki katilerin avukatlarından milletvekili yapıyorlar. AKP kendine yakışanı yapmıyor. Padişahları ve şeyhülislamlarıyla gurur duyan bir iktidar, yeni seçilmiş padişahlık rejiminin psikolojik alt yapısı hazırlıyor. Yani eski Osmanlıdan, yeni Osmanlı sultanlığını inşa ediyorlar.

Değişen Etnik Milliyetçilikten, Dinsel Milliyetçiliğe Dönüş

Cumhuriyet döneminde, katillerin isimleriyle gurur duyan resmi ideolojiye sığınma halinde bir değişim yok. Dün, gurur duyulan cellâtların ve katillerin ismini paşalardan ve sivil faşistlerden seçenler, bugün padişahlardan, şeyhülislamlardan seçerek sokaklara, okullara, kışlalara, hastanelere ve köprülere veriyor. Etnik kimlik üzerinden kutsal ve dokunulmaz semboller inşa edenler, şimdi dinsel sembollerin kutsallığını ve dokunulmazlığını öne sürüyor.

Şiddet, katliam, işkence, iktidar, güç, hırs, etnik ve dinsel tekçilikle özdeşlemiş sembolleri ve isimleri, konuldukları yerlerden kaldırmak ve temizlemek gerekirken, AKP, Osmanlının padişahlı ve şeyhülislamlı dönemlerine ideolojik yelken açmıştır.

Mesaj Alevileridir

AKP İktidarı, üçüncü köprüyle Alevilere mesaj göndermiştir. Mesaj nettir; “Yavuz Selim gibi katillerinizin ismini Köprülere, okullara, sokağa vererek sizi her gün işkenceye maruz bırakacağız!” İstanbul Boğazı'nda inşasına başlanan üçüncü köprüye “Yavuz Sultan Selim” adının verilmesi bu yöndeki sosyal baskı mekanizmalarını güçlendirmeye hizmet edecektir.

Kimdir Bu Yavuz?

YSS Osmanlı tahtının 9. padişahıdır. YSS özellikle Alevi-Şii topluluklara karşı katliamcı bir tutum almıştır. Anadolu'da yaşayan Türkmen Alevilerden 40 bini YSS'in katliamı sonucu öldürüldüğü biliniyor. Resmi tarihin inkârı bile, bu hakikatin acı yazgısını silemedi.

YSS, 1512 -1520 arası 8 yıl padişahlık yaptı.

Öz babası Beyazıt’ı zehirleterek öldürdüğü yaygın bir kanıdır.

YSS tahta darbe ile çıkmış, bir darbeci padişahtır.

YSS 8 yıl padişahlık döneminde 2 kardeşini, 6 yeğenini boğdurarak öldürtmüştür.

YSS, Anadolu’da yaşayan Alevileri de düşman olarak görür.

YSS ve Şeyhülislamları, Anadolu’ya kin ve nefret tohumları ekmişlerdir. Ekilen bu tohumlar, Dersim, Koçgiri, Çorum, Maraş, Sivas ve Gazi’de boy vermişler, “Alevilerin katli vacip” ekseninden şaşmamışlardır.

Evet, bunları bilmeli ve yazmalı. Bu ihanetler görülmelidir. Şimdi Osmanlının ve cumhuriyetin karanlık tarihiyle birlikte yüzleşmeliyiz. Yüzleşmezsek, ekili kin ve nefret tohumları 3. Köprüde boy vermeye devam edecektir. AKP hükümetinin, problemli zihniyet haritasıyla, bu türden provakatif girişimlerle, toplumsal barışın sağlanması, demokratikleşmeye öncülük yapması, 72 milletin, dinin, dilin vergisiyle yaptıklara köprülere, hastanelere, okullara ve caddelere, 72 milletin, dinin, dilin katillerin ismini koyarak, bir arada ve huzur içinde yaşama öncülük yapamayacağı kesindir.

Şimdi hepimize düşen görev vardır; AKP kendine yakışanı yapıyor, biz de kendimize yakışanı yapalım. Geleceğe sultanların değil, yurttaşların aklı gerek!

Bu nedenle 3.Köprünün yapımına tümüyle karşı çıkılmalıdır. Bunun için Alevi hareketi toplumsal muhalefet dinamikleriyle ortaklaşa mücadele zemini yaratmalıdır. 3. Köprü yapımına, 1 Milyon ağacı keserek doğa ve kent katliamına neden olunduğundan ve AKP’nin yandaşlarına rant dağıtımını da hedeflediğinden, rant ve ideolojik hedefleri merhem olacak YSS köprüsünün yapımını durdurmalıyız.

Bu vesileyle TBMM’de bir Komisyon kurulması talebini yaygınlaştırarak, Osmanlı döneminde Alevilere yönelik tüm katliamlar araştırılmasını sağlayacak mücadeleye yönlendirmeliyiz.

Etiketler: yss,3.köprü,yavuz sultan selim