Hayatını kaybeden babası için cemevinde yapılan cenaze törenine, katılmak için tutuklu bulunduğu cezaevi idaresine başvuran Doğan Divrikli’nin yasal hakkı olmasına rağmen cezaevi yönetimi tarafından “Cemevleri ibadet yeri değildir” denilerek talebinin reddedilmesi, Meclis binası önünde protesto edildi.
Devlete haddini bildirmek için toplandıklarını belirten hayatını kaybeden Kemal Divrikli’nin kızı Derya Doğan, tepkisini “Bizim nerede öleceğimize, nasıl gömüleceğimize devlet karar veremez” diyerek gösterirken, Alevi Kültür Dernekleri Başkanı Doğan Demir ise “Bu yaklaşım hangi dinde ve inançta var?” diye sordu.
Alevi Kültür Dernekleri yöneticileri ve üyeleri, hayatını kaybeden babası Kemal Divrikli’nin cemevinde yapılan cenaze törenine katılmak için bulunduğu Burhaniye F Tipi Cezaevi’ne başvuran Doğan Divrikli’ye, cezaevi yönetiminin “Cemevi ibadet yeri değil” gerekçesiyle izin vermemesini Meclis’in Dikmen Kapısı önünde protesto etti. Protestoya Divrikli Ailesi’nin üyeleri de katıldı.
Dernek ve aile üyeleri, yapılan ayrımcı tutuma dair tepkilerini attıkları “Aleviyiz, haklıyız, kazanacağız” sloganı ile gösterdi.
Protesto eyleminde konuşan Kemal Divrikli’nin kızı Derya Doğan, “Bizim burada olma sebebimiz kişisel acımız değil, çünkü orada bize yapılan şey Derya Doğan olduğumuz için yapılmadı, bu yapılan şey örgütlü ve bilinçli bir kötülüktür” şeklinde konuştu.
HERKESİ YOK SAYAN BİR ZİHNİYET VAR
Egemenlerin, ötekilere yaklaşımlarını da kınayan ve herkese nasıl yaşacaklarının dayatıldığını belirten Doğan, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Yüzyıllardır muktedirlerin hepsinin ezilenlere, bütün ötekilere uygun gördüğü ayrımcılığın parçasıdır. Egemenler sürekli had bildirmeye çalışıyorlar, nerede öleceğimize, nerede gömüleceğimize, hangi cinsi seveceğimize, hangi ağaçlardan nefes alacağımıza belirlemeye çalışıyorlar. Kimsenin böyle bir haddi yok. Biz de bugün burada devlete haddini bildirmek için buradayız. Bizim nerede ibadet edeceğimize, nerede son görevimizi getireceğimize söylemeye senin hakkın yok. Bu senin görevin değil!”
IŞİD KATLİAMINI KINADI
Derya Doğan’ın bu sözlerinin ardından hazırlan açıklama metnini okuyan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir ise, “Evet bu ülkenin yurttaşlarıyız ama IŞİD, El Kaide ve El Nusra’nın, Irak ve Suriye’de her gün Hıristiyan, Alevi, Şii, Ermeni, Êzidî, Süryanilere karşı yaptığı katliam, kadınların alınıp köle pazarında dinci, yobaz, bağnaz çetelere satılması bizleri utandırıyor” sözleriyle bölgede yaşanan katliamları kınadı.
Demir, eli kanlı IŞİD çetesinin Suriye’de katliamlarına Ramazan ayında bile devam ettiğini belirtti. Yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden sivil halka saldıran ve destek verenleri de kınayan Demir, tüm dünya ülkelerinin elini değil, yüreğini taşın altına koymaları, sınır ülkelerinin de kapılarını bu çetelere kapatma gerektiğini söyledi.
‘BU HANGİ DİNDE İNANÇTA YER ALIYOR’
Kemal Divrikli’nin hayatını kaybetmesine de işaret eden Demir, Divrikli’nin yola çıkan bir kaplumbağa almaya çalışırken motosiklet çarpması sonucu hayatını kaybettiğini söyledi. Demir, bunun üzerine Divrikli’nin cezaevinde bulunan oğlu Doğan Divrikli’nin babasının cenazesine katılmak için cezaevi idaresine başvurduğunu ve cezaevi yönetiminin “Cemevleri ibadethane değildir” diyerek izin vermediğini hatırlatarak, yapılan zulmün hangi kitapta, dinde, kanunda, yasada, tüzükte, vicdanda yer aldığını sordu.
Hükümetten konuya ilişkin açıklama yapmasını isteyen Demir, cemevlerine karşı kin ve nefretin, kaynağının ne olduğunu anlamadıklarını dile getirdi. Demir “Bizler bu ülkenin zencileri değiliz. Bizleri ısrarla yok sayanlara karşı bizler de var olduğumuzun mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. (DİHA)
