English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Üye Girişi
Kullanıcı Adı :
Şifre :
Son Makaleler
Ali KENANOĞLU
Başörtülü bacımızı cami avlusunda katletseler!

Uğur Kurt cemevi avlusunda polis S.K’nın tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Olay ilk önce “Havaya atılan ateş so Devamı..

Turan ESER
Küreselleşen Kerbela

“Zorbalık karşısında sessiz kalan herkesin içindeki insan ölür!” diyor Akinwande Oluwole Soyinka isimli Nijeryalı yaza Devamı..

Ali KENANOĞLU
500 haftadır aynı yerde

27 Mayıs 1995 tarihinden bu tarafa bir grup insan, gözaltında devletin askeri–polisi tarafından yani bizzat devlet iradesiyl Devamı..

Facebook
Haber Bülteni
Ad Soyad :
E-Mail :
Güneşin Çocukları Yaşasın Diye
Yayınlanma Tarihi: Pazartesi, 29 Eylül 2014

Bugün emperyalistlerin, kapitalistlerin kendi yarattıkları vahşi katiller sürüsü aracılığıyla bir kez daha Orta Doğu coğrafyasının büyük bir kan deryasına dönüştürülmesine ve yine tarihteki en büyük vahşetin, trajedinin yaşanmasına şahit oluyoruz.

Hepimizin bildiği gibi ABD, onlarca yıllık rüyası olan, halkların direnişleri sonucu bir türlü gerçekleştiremediği Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) cilalayıp isim değiştirerek Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP)olarak uygulamaya karar verdi. Geçtiğimiz yıllarda Kuzey Afrika ülkelerinde ardı ardına adına Arap Baharı denilen, oysa bahardan çok, söz konusu coğrafyanın yeniden kasırga, tufan görmüş bir şekle büründürülmesi olan bir dizi darbe girişimlerini, tüm haksız ve kirli savaş yöntemlerini de uygulayarak kendisine kukla hükümetler oluşturarak uygulamaya başladı..

1980 yılların başında Rusya’nın Afganistan’ı işgalinden sonra kurduğu El–Kaide terör örgütü, Rusya’nın Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte Afganistan, Pakistan ve tüm islami şeriatçı ülkelerde giderek daha büyük bir örgütlenmeye ve de daha önemlisi kimi zaman ABD çıkarlarına da ters düşen bir yapıya dönüştü.

Irak’ı ‘kimyasal silahlar var’ diye işgal eden, Vietnam’dan sonra 2.büyük bataklığa düşen ABD emperyalistleri hem dünya kamuoyunda, hem de kendi ülkeleri kamuoyundaki tepkiler nedeniyle 2012 yılında Irak’tan askerlerini çekti. İşte tam da bu sıralarda Ortadoğu coğrafyasında birçok örgüt ortaya çıktı. İşte bu örgüt, El Kaide olan ismini değiştirerek IŞİD, yani Irak Şam İslam Devleti’ydi. Yani ABD kendisinin yarım bıraktığı işler için, katliamlar ve zulüm politikaları devam etsin diye ve de en önemlisi ABD’nin çıkarlarına uygun bir ortam sürsün diye taşeron katiller sürüsü kurup bıraktı. Ve yaşananlara baktığımızda görüyoruz ki, bu katillerden, hırsızlardan, faşist, gerici şeriatçılardan ve her türlü suçlu grubundan oluşturulan bir örgüttür. IŞİD öncelikle başını ABD emperyalistlerinin çektiği, gerici şeriatçı Arap ülkeleri ile emperyalistlerin en büyük işbirlikçisi AKP tarafından her türlü siyasi, askeri, lojistik ve parasal olarak desteklenmektedir. IŞİD, Ortadoğu Halklarının, Kürt, Ezidi, Süryani, Türkmen, Asuri, Keldani, Hristiyan ve Arap halklarına ve Sünni inancından olmayan, özellikle de Alevilerin katledilmesinde, yerlerinden yurtlarından, vatanlarını terk etmeleri için emperyalistlerce kurulan, kollanan, desteklenen bir terör örgütüdür ve Orta doğu halklarının etnik ve inançsal soykırımına hizmet eden bir örgüttür.

Bugün Irak ve Suriye’de Kürtlerin, Ezidilerin, Türkmenlerin ve Alevilerin yaşadığı trajedi ile Hitler Almanya’sında ve Avrupa’da Yahudilerin yaşadığı soykırım arasında bir fark yoktur. Hitler faşizminin gaz odalarına, fırınlara doldurup öldürdüğü, geride kalan yüz binlercesinin de göç etmek zorunda kaldığı Yahudilerle günümüzde Ortadoğuda IŞİD, El Nusra, ÖSO, Horasan gibi katiller tarafından yerlerinden yurtlarından kovulan, tecavüz edil,p pazarlarda satılan, genç, yaşlı çocuk denmeden kimyasal gazlarla, kurşunlarla, kasaturalar, kılıçlar, palalarla boyunları kesilerek öldürülen Kürtlerin, Ezidilerin, Alevilerin yaşadığı insanlık dramı arasında çok büyük benzerlikler görülüyor .

Uzun bir süredir bu emperyalist beslemesi katiller sürüsü binlerce Kürt, Ezidi ve Aleviyi katletti. Yüz binlerce insan aç susuz, hasta, yaralı bir şekilde ve de yalınayak olarak dağlarda aç bitap bir şekilde yol kat ediyor, ölmemek için, bir yerlerde barınabilmek için için büyük bir göç felaketi yaşıyor.

Son süreçte ABD emperyalistleri ve ABD’nin etrafına toplanan 40‘a yakın ülkenin sözde IŞİD’i bitirme, IŞİD’e karşı operasyon söylemleri ve sözde bombalama haberleri asla inandırıcı değildir. Olsa olsa bu operasyon, emperyalistlerin Ortadoğudaki çıkarlarının korunmasına, bir bütün olarak Orta Doğu’nun yeniden kukla yönetimler aracılığıyla şekillendirilmesine, Suriye ile Irak üzerinden ‘böl, parçala, yönet’ politikasına sürdürülmesine hizmet eder.

Kobani’de ve Rojeva’da yaşanan vahşeti görmezden gelenlerin, alttan alta IŞİD’i destekleyip palazlandırılmasına hizmet edenlerin, IŞİD’e karşı gerçek, samimi bir operasyon yapmayacağı zaten çok açıktır.

Öte yandan Türkiye’nin de durmadan dile getirdiği ‘tampon bölge’ ifadesi de, Rojava’nın abluka altına alınması ve Rojava Devriminin önünün kesilmesinden başka bir düşünceye hizmet etmediğinin altını çizmeliyiz.

Ülkemizde özgürlüklerden yana olan tüm toplum kesimlere, siyasal yapılara, kitle örgütlerine düşen görev, öncelikle Orta Doğu coğrafyasında devam eden emperyalist müdahalelere karşı durmak, Şengal, Kobani ve Rojava’daki katliamların sona ermesi için güçlü bir şekilde tepki göstermek ve özellikle Kobani’de sürdürülen direnişe omuz vermektir.

Kobani’deki katliama tepki göstermek, günlerdir devam eden müthiş direnişe omuz vermek sadece Kürtlerin değil, kendisine insanım diyen herkesin sorumluluğudur. Diğer yandan Mezopotamya topraklarında yüzyıllardır dışlanan, inkâr edilen, baskı görüp, katliamlar yaşayan ve 72 millete aynı nazarda bakan Aleviler de Ateşin ve Güneşin Çocuklarının katledilmelerine sessiz kalamazlar, kalmamalıdır, kalmıyorlar da…

Etiketler: yazar,erdal yıldırım,Güneşin Çocukları Yaşasın Diye